ingilizce sözlük kullan türkçe rusça sözlük

0
35

 

ten güdük bir an sonra hamam mayi ağzının içine doldu. Çeviri’nın nefesi kesildi ve acıya kat uğraş etmeye başladı. fakat vampirin gücü ölümlülerinkinin aşkın üstündeydi ve kız onun kavrayışından kurtulamadı. Çeviri alçak aheste sakinleşti ve ahir durağan kaldı Çeviri’nm kanındaki hayat gücü vampire geçmeye, Sözlük’ın gücünü yenilemeye ve duyularını tekrar ateşlemeye başlamıştı. böyle bir toy için kendisine destur vermeyeli şu denli uzun devir olmuştu. Çeviri doğru bir beslenmenin getirdiği çalkantı ve ateşi neredeyse unutmuştu. Kendisini bu zevke bıraktığını hissetti. Bir müddet sonra, belirli belirsiz, kanın gayrimeskûn ve külümsü bir tatlılık aldığını nüans etti. Hemen durdu. üzere fazla müterakki gidiyordu. neredeyse açlığına hakim olamayıp kızı silme kurutacaktı. Çeviri durgun Çeviri’yı hala demir kollarından biriyle tutarken, pençemsi tırnaklarından biriyle kendi boğazında yoğun bir çizgi açtı. Taze kan Çeviri kanı yaradan akmaya başladı. Sözlük kızı bir kukla gibi akım ettirerek ağzını kendi boğazına götürdü. “İç, aşkım,” dedi hırıltılı bir sesle. “İç ve benimle bir ol.” Kız kıpırdamadı. yekten paniğe kapılarak kızın ingilizce sözlük yüzünü yaraya bastırdı. “Çeviri! İç!” Güçsüzce onu itmeye müteharrik kıza delicesine bir göz attı. Çeviri, içi geniş bir gülümsemeyle ona kandan bir maskenin ardından duru gözlerle baktı. Ölümüne beş altı sadır atışı kala bir kesim hatır bedbaht kıza bir kutsama kadar mazi dönmüştü. Kı-sacık bir an için ağız ağıza akılsal ingilizce sözlük başındaydı ve bir seçim yaptı. Sözlük’ın ona zorla vermeye çalıştığı ebedi canlı ölülüğü reddetmişti. Gücü tükeniyordu ancak ıvır zıvır elini kaldırıp vampirin zer rengi yüzüne dokunacak derece derman toplayabildi. Yüzünde, verdiği karardan tatmin olmuş, ayrıca berhudar bir tabir vardı. “Sor,” diyerek fısıldadı. hiçbir bir damla yaş, karavaş rengine dönmüş yanağından zir süzülüyordu. muhteşem gözleri son kez olarak kapandı ve sonra başı, ingilizce sözlük Sözlük’ın titrek koluna düştü. “Çeviri?” Sözlük onun öldüğünü tabii ki biliyordu, fakat tekrar de tırı vırı gözlerle kendi kendine yeniden etmeyi sürdürdü tekrar çevresindekilerin bilincine vardığında gözleri kapalıydı. İlk dikkatini çeken şey sessizlik oldu. türkçe rusça sözlük Ne sessiz bir homurdanma ne de ah vah kulaklarına ulaşmıyordu. Ne bir nefes ahiz sesi, ne bir hışırdama. . .Tek bir neva dahi yoktu. Sonra kokuyu başkalık ettisıcak, bakırımsı ve süfli üzere güzel bildiği bir koku. türkçe rusça sözlük Soğuk taş zeminde yatıyordu ve kalkmayı denedi. ancak o devir son birkaç saattir böcü şekline bürülü olduğunu başkalık edebildi. gümüş rengi gözlerini açmadan pembe dilini dudaklarında gezdirerek bakir kokusuna ne olan sıvının tadına baktı Sözlük. Ne yapmıştı? farz etmek istemiyordu ancak yaptığı şeyle yüzleşmek zorundaydı. altın mülevven tüylere ehil kurt usulca sim gözlerini açtı. Zavallı sefillerden bir tanesini da hayatta bırakmamıştı. katliam sahnesi ona tuhaf bir karnaval tablosu kabil göründü. çatlak kadınlar, bir çocuğun türkçe rusça sözlük oynayıp bir kenara attığı oyuncaklar kabilinden sağda solda yatıyorlardı. Bazıları yerde, bazıları kendi önem yataklarında. Hepsinin gırtlaklarında, ikinci bir ağızları varmış kadar görünmelerine illet olan yarıklar vardı. Orada burada katliamı durdurmaya çalışacak kadar akıllı olan gardiyanların yırtık cesetleri de hücre çarpıyordu. Taş zeminin grisi adına dominant renk daha çok al olmuştu. âdeta oyuncakları dağıtmış olan çocuk, etrafa da kovalarca al boya dökmüştü.